• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Videolar
Site Haritası
Kainata bakılınca
Kainata bakılınca, her şeyin bir nizam ve intizam içinde olduğu, hiçbir şeyin başıboş olmadığı görülür. Uzayda saatte 1600 km.hızla dönmekte olan, içi ateş dolu bir gezegen olan dünyanın üzerinde, yalnız yer çekimi kuvveti ile kalarak, insanın ve diğer canlı varlıkların yaşaması tesadüf değil, büyük ve harika bir organizasyondur.

Güneşin sıcaklığı, sathında 5500, merkezinde ise 20 milyon dereceyi bulur. Dünyanın güneşe olan mesafesi, bizim ihtiyacımız olan sıcaklığı alacak kadar ayarlanmıştır. Eğer dünyanın güneşe olan uzaklığı daha fazla olsaydı, dünyaya daha az ışık gelir, soğuktan hiçbir canlı varolamazdı. Dünya güneşe 150 milyon km.den daha yakın olsaydı, daha fazla ışık gelirdi ve sıcaklıktan hiçbir canlı varolamazdı. Bu ince hesabı nasıl tesadüftür diyerek geçiştirebiliriz?

Başka bir örnek; eğer okyanusların dağılımı şimdiki gibi yaygın olmasaydı, yağmurda önemli ölçüde bir azalma görülür, neticede, şiddetli bir kuraklık hüküm sürerdi. Okyanuslardan buharlaşan su, sadece okyanuslar üzerine düşmez. Su buharı olarak havaya karışır ve üst atmosferdeki kuvvetli rüzgarlarla dünya üzerine dağılır, böylece ihtiyaç duyulan nem, değişik bölgelere kadar uzanır. Her bölge, az veya çok suya kavuşur.

Her madde ısınınca hacmi büyür, soğuyunca küçülür. Fakat su +4 C' den itibaren soğursa hacmi genişler. Suda bu özellik olmasaydı, deniz ve göllerde buz haline gelen su tabakası dibe çöker ve bu olay 0 C ve daha düşük sıcaklıkta tekrarlanarak neticede suların buz tabakaları yığını haline gelmesine sebep olur, böylece buradaki bütün canlılar ölürdü. Suyun böyle bir özelliğe sahip olması tesadüf müdür? Suyun bu özelliğinin de bir gaye içinde olduğu görülür. Bir gayeye hizmet eden sebep ise tesadüf olamaz.

En büyük iplik fabrikalarının, modern makinalarda yaptığı ipek, küçük bir ipek böceğinin yaptığı ipek randımanının çok altındadır. İpekböceği dut yaprağını yedikten sonra ondan ipek imal edebildiğini deneme yanılma yöntemiyle ya da tesadüfen mi öğrenmiştir?

Eğer ağustos böceğinin boyu, bugünkü ses cihazları kadar büyütülürse, yapılan hesaplara göre çıkaracağı sesle camlar kırılır, duvarlar yıkılırdı. Bunun gibi, eğer bir ateş böceği, bir sokak lambası kadar büyütülmüş olsa, bütün bir mahalleyi gündüz gibi aydınlatırdı.

Bu örnekler çoğaltılabilir ve tüm bu örnekleri tesadüfle açıklamak tamamen akıl dışıdır.
Tabiattaki her varlık bir sanat eseridir. Nasıl ki bir otomobilin tabiat kuvvetleri ile, tesadüfen meydana geldiğini kabul edemezsek, baştan başa bir sanat eseri olan bu kainatı da tabiat yaratmıştır ve tesadüftür diyemeyiz. Kainat tesadüf değilse bir gaye için yaratılmıştır. İnsanın yaşam amacı da her şeyi tesadüflere bağlamak değil, tekamül edip,ilerlemek, gelişmek ve İnsan-ı Kamile doğru yürümektir.

Kainatta tek bir yaprak bile tesadüfi olamaz, onunda varlık alanında olmazsa olmaz, başka bir şey tarafından doldurulamaz bir yeri vardır. Rüzgarın esmesi, yağmurun yağması, bulutların hareketi, bitkiler, güneşin, ayın ve dünyanın hareketleri, geceyle gündüzün birbirini takip edişindeki düzenlilik, sıcağın ve soğuğun miktarı, zamanı, suyun hareketi, toprak içindeki mineraller, atomların yapısı, böcek ve hayvanların çeşitliliği, insandaki DNA'lar hepsi harikulade bir ölçü ve program dahilinde işlemektedir. Bütün bunlarda tesadüf yerine, insan aklının almakta zorlandığı bir uyum ve zeka söz konusudur. Bütün bunların her biri, olağanüstü mükemmel büyük bir sistemin parçalarıdır.
  
1279 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Hava Durumu
Saat
Takvim